Bulmacahane Bulmaca Efendileri Cevaplari [ Türkçe ]
Bu konuya çözümler getireceğim Bulmacahane Bulmaca Efendileri . Oyun, oyun mağazasında ve iTunes’da bulunur ve harflerden sözcükler bulup bunları bir bulmacanın içine yerleştirmekten oluşur. Bu sürüm kullanılabilir Türk Dili.
Bulmacahane Bulmaca Efendileri Cevaplari:
En farklı, en eğlenceli ve kelime hazinesi geliştiren kelime bulmaca oyununa hoş geldiniz!
Bulmacahane – Kelime Bulmaca, klasik kelime oyunlarını ve bulmacayı birleştirip yepyeni bir kelime oyunu deneyimi sunuyor.

Başka bir seviyedeyseniz, bir sonraki davaya başvurabilirsiniz :
- İmge : İMAJ
- Ceza sahası içinde kale direklerine 5,5 metre uzaklıkta kale çizgisi arasında kalan bölüm : ALTIPAS
- Herhangi bir organın durumunu tespit etmek için çekilen film : RÖNTGEN
- Kaynar : HAŞLAK
- Bir yaşındaki keçi yavrusu : ÇEBİÇ
- Klasik Türk müziğinde bir makam adı : ŞEHNAZ
- Yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki : TERE
- Balıkçı kayıklarının balıkları çevirmek için denize fırdolayı ağ salmaları : VOLİ
- Kanda pıhtılaşma sonucu oluşan bir protein : FİBRİN
- Saniyenin altmışta biri olan zaman birimi : SALİSE
- Cankurtaran sandalı : FİLİKA
- Önemli, yararlı, değerli şey : VARLIK
- Vücut, beden, boy bos : ENDAM
- Takıntılı : OBSESİF
- Hükümlülerin içinde tutuldukları yapı, hapishane : CEZAEVİ
- İnce yufka biçiminde kurutulmuş meyve ezmesi : PESTİL
- Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan : LAİK
- İki kişiden oluşmuş topluluk : İKİLİ
- Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin etkilediği yatay yüzey : KANAT
- Yalan, uydurma söz : MAVAL
- Bir şeyi göz önünde canlandıran : TEMSİLİ
- Parlaklığı birdenbire artan, patlamalı değişen yıldız : NOVA
- Bir durumun veya olayın yeniden ortaya çıkması : NÜKS
- Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz : HAYRET
- Yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak : KAĞIT
- Basketbolda kazanılan sayı : BASKET
- Bir milyon ton değerinde kütle birimi : MEGATON
- Kadınların genellikle bluz üzerine giydikleri kolsuz elbise : JİLE
- Kadınların ayak bileklerine taktıkları bilezik : HALHAL
- Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse : BAKKAL
- Kafkasların kuzeyinde yaşamış bir Türk boyu : HAZAR
- Tartıda çok çeken : AĞIR
- Bağ dokusu iltihabı : SELÜLİT
- Uygun olmayan kuruma sonucu ağacın boyu yönündeki lif ayrılması : ÇATLAMA
- Sakin : DURGUN
- Tömbeki denilen bir cins tütünün dumanının sudan geçirilerek içilmesini sağlayan araç : NARGİLE
- Tren, otobüs vb. genel taşıtların durmak zorunda olduğu veya durabileceği yer : DURAK
- Kanalizasyona inmek ve tıkanıklığı gidermek üzere yapılmış özel baca : RÖGAR
- Düzeltme : REFORM
- Deprem, rüzgâr, sel vb. etmenlerin etkisiyle oluşan çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü : ENGEBE
- Sürekli olarak, arkası kesilmeden, ara vermeden : ARASIZ
- Dallı budaklı ağaç : ÇANGAL
- Genellikle leşle beslenen yeleli kurt : SIRTLAN
- Dışta kalmak üzere, dışında sayılmak üzere : HARİÇ
- Deri, mukoza, kemik veya herhangi bir organ üzerinde uzunluğuna olan açıklık,fissür : ÇATLAK
- İlahi iradenin toplum için çizdiği yaşayış biçimi : BAHT
- Bayındırlık : İMAR
- Kelime anlamı BİNEK olup dilimizde EŞEK anlamında kullanılan arapça kökenli bir söz : MERKEP
- Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç : BIÇAK
- Bir yerin çevreyi görme özelliği, nezaret : GÖRÜ
- Eğitim bilimci : PEDAGOG
- Oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemek : SAHUR
- Birbirine metal sapla bağlanmış iki gülle veya disklerden yapılmış araç : HALTER
- Işık : ŞAVK
- Birini, bir şeyi övmek için söylenen söz veya yazılan yazı : ÖVGÜ
- Pamuk, kenevir veya sentetik iplikten dokunmuş büyük torba : ÇUVAL
- Görülmemiş, şaşılacak şeyler, işitilmemiş olaylar : GARAİP
- Erkeklik, yiğitlik : ERLİK
- Alt kurul : ENCÜMEN
- Şiir söyleyen veya yazan kimse, ozan : ŞAİR
- Baltalama : SABOTAJ
- Kartalgillerden, sırtı kül rengi ve enine çizgili yırtıcı bir kuş : DOĞAN
- Kölelik, tutsaklık, esirlik : ESARET
- Yazanı, yapanı, söyleyeni bilinmeyen : ANONİM
- Değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi : İNCİ
- Mısır : DARI
- Yok olma, yok edilme : ZEVAL
- Üzüntülü düşünce durumu : TASA
- Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak : ARAMAK
- Kıdemlilik bakımından başta gelen diplomat : DUAYEN
- Yağmur sularının biriktirildiği üstü kapalı yapı : SARNIÇ
- Bir tür pembe elmas : ROZA
- Birbirinin tıpkısı olan yazılı şeylerin her biri : NÜSHA
- Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri : OMUR
- Sayı : SKOR
- Oylumlu : HACİMLİ
- Gırtlaktan gelen boğuk ve bozuk sesleri niteleyen bir söz : ÇATALLI
- Çizgiler : HUTUT
- İçine kapanık, psikolojik sorunları olan kimse : OTİST
- İşlenerek yapılan üretim : İMALAT
- Bir araçta ayak yardımıyla dönmeyi veya hareketi sağlayan düzen : PEDAL
- Sebze ve meyve bahçesi : HARIM
- Doğu : ŞARK
- Görkem : HAŞMET
- Sayı farkı : AVERAJ
- Odacı : HADEME
- Sert bir Meksika içkisi : TEKİLA
- Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma : ŞEHADET
- Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu : ŞAYİA
- Siyasi veya idari güç : OTORİTE
- Tarlalarda toprağı işlemek için kullanılan ağaç veya demir saplı kazı aracı : ÇAPA
- Yunan alfabesinin birinci harfi : ALFA
- Gemilerde kürek çeken tutsak veya hükümlü kimse : FORSA
- Pirinçten, bulgurdan veya kuskustan yapılan bir yemek : PİLAV
- Yatak : DÖŞEK
- Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne : EYER
- Ticaret gemisi sahibi : ARMATÖR
- Üç deniz mili uzunluğunda bir ölçü birimi : LİGA
- Yılın üçüncü ayı : MART
- Kasaplık hayvanların sırtında, dikensi çıkıntı boyunca iki yandaki et : FİLETO
- Vücudun omuzlarla baş arasında kalan ön bölümü : GERDAN
- Tespih ağacıgillerden, Hindistan ve Honduras’ta yetişen büyük bir orman ağacı : MAUN
- Başkalarına acı çektirmekten zevk duyan kimse : SADİST
- Çok gerekli, vazgeçilmez : ELZEM
- Tertemiz, lekesiz : PİRÜPAK
- Özel ritimli ağır bir dans : TANGO
- Kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi : ŞİİR
- Aydan aya, her ay düzenli bir biçimde : AYBEAY
- Hor görülme, aşağılanma : ZİLLET
- Gelincikgillerden, tohumlarından yağ çıkarılan bir kültür bitkisi : HAŞHAŞ
- Sayı veya işaret göstermeye yarayan hareketli iğne : İBRE
- Bir başarı karşılığında verilen armağan, mükâfat : ÖDÜL
- Hanlarda çalışan uşakların başı : ODABAŞI
- Motorlu taşıtların yüksek devirde çalışması için fazla benzin akışını sağlayan alet : JİKLE
- Bir şeyin varlığını ortadan kaldırma : İLGA
- Ağırlık : TARTI
- Hanım sultanın, yüksek makamda bulunan kadınların yardımcısı olan hanım : NEDİME
- Fransa, İsviçre, Belçika vb. ülkelerin para birimi : FRANK
- Bira yapmak için çimlendirilip kurutularak hazırlanmış arpa : MALT
- Tek parça kadın giysisi : FİSTAN
- Ateşli silahlarla atılmak için hazırlanan her türlü patlayıcı madde, mühimmat : CEPHANE
- Eski Yahudilere verilen ad : İBRANİ
- Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi : TAKA
- Kösele veya kumaş gibi hafif malzemeden yapılan eşya koyup taşımaya yarayan kap : ÇANTA
- Kişinin dış görünüşü : FİZİK
- Lüle taşı : AKTAŞ
- Olağanüstü şeyler karşısında şaşma anlatan bir söz : DEHŞET
- Duvar : ÖREK
- İki parçadan oluşan yatak giysisi : PİJAMA
- Müslümanlıkta, özür olmadıkça yapılması zorunlu, yapılmaması günah sayılan ibadet : FARZ
- Yakın olmayan yer : UZAK
- Kas : ADALE
- Besinlerin sindirilmeye başlandığı organ : AĞIZ
- Kalın biçilmiş uzun tahta : KALAS
- Sevap kazanmak için yapılan iyilik : HAYRAT
- İbadet yerlerinde öğüt niteliğinde dinî konuşmalar yapan kimse, öğütçü : VAİZ
- Yiğitlik : MERTLİK
- Deprem : ZELZELE
- İç içe geçen sehpa : ZİGON
- Eksiksiz, tam : BÜTÜN
- Kapı, pencere eklemi : MENTEŞE
- Erime noktası 2700°C’ye yaklaşan, ateşe çok dayanıklı, değerli taş : ZİRKON
- El, yüz, bulaşık yıkamaya yarar : LAVABO
- Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi : FİGÜR
- Ateş, öksürük ve balgamla beliren, tehlikeli bir akciğer hastalığı, batar : ZATÜRRE
- Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek : AĞLAMAK
- Kötülük : FENALIK
- Bir çeşit kekik : ZAHTER
- Yıkılmış veya yıkılmaya yüz tutmuş yapı : HARABE
- Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı veya yarı akışkan organik salgı maddesi : REÇİNE
- Tolerans : HOŞGÖRÜ
- Kişiler, zatlar : ZEVAT
- Şefkatli, anne gibi davranan : ANAÇ
- Hastalık nöbeti, kriz : AKSE
- Koltuk, kanepe, divan vb.nin kumaş, yay, pamuk vb. bölümleri : DÖŞEME
- Çok üzüntü veren, acıklı olay, afet : FACİA
- Yaranmak amacıyla uygunsuz olarak verilen şey : PEŞKEŞ
- Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi’nde yer alan illerinden biri : ARTVİN
- Laik olma durumu : LAİKLİK
- Kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu : KARGAŞA
- Esen olma durumu, esenlik : SELAMET
- Havanın yer değiştirmesiyle oluşan esinti : RÜZGAR
- Dalın gövde içindeki başlangıç yeri olan ve tahtalarda görülen yuvarlak sert bölüm : BUDAK
- İstekli : HEVESLİ
- Değişik renkte boya kullanılarak kumaş üzerine desen ve zemin basma işlemi : EMPRİME
- Ağzın, dişleri örten üst ve alt kenarlarından her biri : DUDAK
- Büyümemiş karpuz : ŞALAK
- Ürün : MAHSUL
- Enerji ve ısı ortaya çıkaran yanıcı madde : YAKIT
- Vana : VALF
- Bilirkişi : EKSPER
- Genellikle ayak başparmağında görülen tırnağın kenarındaki derinin delerek batması : BATIK
- Kilise hizmetini gören ve çan çalan kimse : ZANGOÇ
- Dikkat çekmek için kullanılan bir söz : AMAN
- İnce yağmur : ÇİSE
- İmlek : LOGO
- Su verilerek sert ve esnek bir duruma getirilebilen,demir ve karbon alaşımı : ÇELİK
- Bilgisizlik : CEHALET
- Su düzeyindeki sıra kayalar : RESİF
- Manda yavrusu : MALAK
- Tanrı’nın insanlar tarafından anlaşılamayan amacı : HİKMET
- Özgür, serbest : MUAF
- İple bağlanarak rüzgâr yardımıyla uçurulan bir çeşit oyuncak : UÇURTMA
- Kabartmalı pamuklu kumaş : PİKE
- Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışmaları : ETÜT
- Evlenmemiş kimse : BEKAR
- Kararında, tutumunda direnen, kararlı : AZİMLİ
- Kavga, gürültü : ÇINGAR
- Din kurallarına tam bağlı olma durumu : DİYANET
- Tramvay sürücüsü : VATMAN
- Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik : İNKILAP
- Poker oyununda aynı renkten ve aynı türden beş kâğıt : FLOŞ
- Baklagillerden, eflatunla kırmızı arası renkte çiçek açan, güzel bir süs ağacı, deliboynuz : ERGUVAN
- Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde yapılan : ALENİ
- Geçirmezliği sağlamak için iki yüzey arasına yerleştirilen, kauçuktan yapılan ince parça : CONTA
- Saflığı sersemlik derecesine varan : AVAL
- Tütün çubuğu, pipo, nargile vb.nin ucuna takılan, tütün konulan yuva : LÜLE
- Gametlerde bulunan kromozomlar : GENOM
- Elli iki karttan oluşan iskambil kağıdı : DESTE
- Dengesiz, deli bozuk : DENYO
- Başlangıcı belli olmayan zaman, öncesizlik : EZEL
- Keten, kenevir, pamuk, jüt gibi türlü dokuma maddelerinden yapılan ince halat : URGAN
- Yaşamak için bir başka hücrenin içine girmek zorunda olan parazit : VİRÜS
- Kadınların saçlarını kıvırmak için kullandıkları,boru biçiminde küçük araç : BİGUDİ
- Bol süt veren inek : SAĞMAL
- Ana yol : CADDE
- Bir duygu veya bir inanışın etkisiyle aşırı ölçüde coşup kendinden geçme durumu : CEZBE
- Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam : ÇEVRE
- Sebze bahçesi : BOSTAN
- Bir buyruğu yerine getiren kimse : İCRACI
- Üstün nitelikli, üstün yetenekli : KLAS
- Yönlü eksen üzerinde bir noktanın, başlangıç noktasına olan uzaklığının cebirsel değeri : APSİS
- Toprak veya madenden yapılan, bir yanı açık, vurmalı çalgı : DARBUKA
- Çekicilik : ALBENİ
- Zaman, çağ : DEVRAN
- Gebe : HAMİLE
- Buluş : İCAT
- Esmer : YAĞIZ
- Başkalarından saklanan, duyurulmayan, saklı kalan : GİZLİ
- Uzuv : ORGAN
- Atom çekirdeği ile ilgili, çekirdeksel : NÜKLEER
- Takma ad : MAHLAS
- Eski Yunan’da müzisyenlerin konser verdiği basamaklı yer : ODEON
- Çok yumuşak ve ince tüyleri olan, postu için avlanan küçük hayvan : SAMUR
- Her an, Dakika dakika : ANBEAN
- Olgunlaşmamış haşhaş kapsüllerine yapılan çiziklerden sızan, içinde morfin bulunan madde : AFYON
- Bir yazıyı meydana getiren harf ve işaretlere bakıp bunları çözümlemek veya seslendirmek : OKUMAK
- Üst deri : EPİDERM
- Koleraya neden olan virgül biçimindeki bakteri : VİBRİYO
- Patırtı, gürültü : HENGAME
- Tutumlu : İDARELİ
- Kabuğu ayıklanmamış pirinç : ÇELTİK
- Her birine dört, her defasında dördü bir arada olan : DÖRDER
- Başı ve kıçı çok yuvarlak, gulet tipinde, altı düz bir gemi : GALYOT
- Kadınlara verilen bir unvan : DUDU
- Bir şeyi doğru olarak benimsemek : İNANMAK
- Ovma, ovuşturma : MASAJ
- Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç : AHLAT
- İçle ilgili : DAHİLİ
- Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren şiddetli yağmur : SAĞANAK
- Başkasının uğradığı veya uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek : ACIMAK
- Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan : ÇIPLAK
- Uygulama : TATBİK
- Ciddi sayılan bir eserin bir bölümü veya bütününü alaya almak : PARODİ
- Ortaya çıkarma, meydana getirme : İHDAS
- Dolana dolana oluşmuş : SARMAL
- Gönderme : ATIF
- Isı ve basınç etkisiyle biçim verilen, organik veya sentetik olarak yapılan madde : PLASTİK
- Brahmacı eğitimde, manevi gücünün en yüksek noktada olduğuna inanılan kimse : GURU
- Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık : GARABET
- Ortak bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kişilerin oluşturduğu birlik : ÖRGÜT
- Gösterişsiz, süssüz, sade : YALIN
- Bir yeri bayındır duruma getirmek için yapılan işlerin tamamı, bayındırlık işleri : NAFİA
- Keçi yavrusu : OĞLAK
- Tutup çekmek : ASILMAK
- Bir milletin simgesi olan, renk ve biçimle özelleştirilmiş dikdörtgen biçiminde kumaş : BAYRAK
- Değişmeksizin, düzenli, aynı biçimde tekrarlanan : TEKDÜZE
- Akım : CEREYAN
- Salgın : EPİDEMİ
- Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç : ÇIKAR
- Güncel : AKTÜEL
- Bir birleşiğe veya bir karışıma girecek madde miktarlarının belirtilmesi : DOZAJ
- Hoşa gitmeyen, tatsız : YAVAN
Bu seviyeyi tamamladıktan sonra, seviyeyi tamamlamak için ihtiyacınız olan tüm kelimeleri bulmak için bir sonraki konuya dönebilirsiniz. : Kelime Gezmece Kelime Vezirleri Cevap.
Oyun bitti, bir yorumunuz varsa, yorum yapmaktan çekinmeyin. Sana hızlıca cevap vereceğim.
Teşekkür Ederim.