Bulmacahane Kelimelerin Hükümdarlar Cevaplari [ Türkçe ]
Bu konuya çözümler getireceğim Bulmacahane Kelimelerin Hükümdarlar . Oyun, oyun mağazasında ve iTunes’da bulunur ve harflerden sözcükler bulup bunları bir bulmacanın içine yerleştirmekten oluşur. Bu sürüm kullanılabilir Türk Dili.
Bulmacahane Kelimelerin Hükümdarlar Cevaplari:
En farklı, en eğlenceli ve kelime hazinesi geliştiren kelime bulmaca oyununa hoş geldiniz!
Bulmacahane – Kelime Bulmaca, klasik kelime oyunlarını ve bulmacayı birleştirip yepyeni bir kelime oyunu deneyimi sunuyor.

Başka bir seviyedeyseniz, bir sonraki davaya başvurabilirsiniz :
- Rimel : MASKARA
- Vazgeçme : TERK
- Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma : ÇEKİLME
- Bir kimsenin egemenliğini tanıma : BİAT
- Isıtma tesisatında ısı dağıtımını, içinden sıcak su geçerek sağlayan dilim : PETEK
- Yumuşak, hoş, ince bir güzelliği olan : LATİF
- Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek : TARAMAK
- Yol, yöntem, usul : RACON
- Ağız yoluyla alınan tat : LEZZET
- Tutma : MARKAJ
- Üzerinde deney yapılan canlı veya şey : DENEK
- Pasta vb. yapılan, yenilen ve satılan yer : PASTANE
- Lütuf : İNAYET
- Ayrıntılı : DETAYLI
- Sert : HAŞİN
- Ehemmiyetsiz : ÖNEMSİZ
- Amerika’nın sıcak bölgelerine özgü, sarı, kavuna benzer bir tür meyve : PAPAYA
- Yakışıksız ve saygısızca davranan kimse : DENSİZ
- Selam : MERHABA
- Gerek, gereklik : İCAP
- Melek : FERİŞTE
- Vuruş, çarpış : DARBE
- Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ : ŞEBEKE
- Çok yaramaz, ele avuca sığmayan çocuk : HAŞARI
- Anası veya hem anası hem babası ölmüş olan : ÖKSÜZ
- Otomobil iç lastiği : ŞAMBREL
- Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim : DUYGU
- Bilgisayarda kullanılacak herhangi bir programı simgeleyen küçük resim : İKON
- Bazı hayvanların başında bulunan,uzun, kıvrık veya çatallı korunma organı : BOYNUZ
- Yiğitlik, kahramanlık : HAMASET
- Yargı yeri : MAHKEME
- Genellikle kumaş üzerine renkli iplikler kullanarak elle, makineyle yapılan işleme : NAKIŞ
- Teniste topa arkadan öne veya yukarıdan aşağıya doğru vurma : LİFT
- Oyunda, atılan zarlardan ikisinin de iki benekli yüzünün üste gelmesi : DUBARA
- Yazılarda giriş bölümlerinden sonra konunun olgunlaştığı bölüm : GELİŞME
- Birçok parçadan yapılmış alet, cihaz : AYGIT
- Bundan başka : AYRICA
- Arkadaş, yakın dost : YAREN
- Bayağı kesirlerde birimin kaç eşit parçaya bölünmüş olduğunu gösteren sayı : PAYDA
- Para, kağıt vb. koymaya yarayan küçük çanta : CÜZDAN
- Atış yeri : POLİGON
- Ödenen veya ödenecek olan belli bir meblağın herhangi bir sebeple alıkonulan bölümü : KESİNTİ
- Kadınların kaşlarını veya saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya : RASTIK
- Görkem : İHTİŞAM
- Yüreklilik, ataklık, cesaret : CÜRET
- Bir solukta veya bir yudumda içilebilecek miktar : FIRT
- Bir konuyla ilgili halkın genel düşüncesi : KAMUOYU
- Pis ve bulanık su : ÇİRKEF
- Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum : BADİRE
- Öğrenci, çırak : ŞAKİRT
- İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı : ERKEK
- Geçimini yaptığı işlerle sağlayan kimse : EMEKÇİ
- Klasik Türk müziğinde dügâh perdesinde karar kılan bir makam : HİCAZ
- Üstelik, ayrıca : HATTA
- Pay : ÜLEŞ
- Oysa : HALBUKİ
- Otomobillerin çekiş ve hızını ayarlamaya yarayan dişliler düzeni : VİTES
- Kolsuz, askılı fanila : ATLET
- Genellikle iplik durumuna getirilebilir lifli madde : ELYAF
- Düğün çiçeğigillerden, çiçekleri türlü renkte, çok yıllık güzel bir süs bitkisi : ŞAKAYIK
- Omza geçirilebilen tek gözlü bir çanta türü : HEYBE
- Herhangi bir işi yapmak için ortaya konan güç : ÇABA
- Genellikle çocuklarına süt ve sulu yiyecekleri içirmekte kullanılan emzikli şişe : BİBERON
- Hayvanların kemik, kıkırdak vb. dokularından elde edilen saydam, renksiz bir madde : JELATİN
- Tatlı düş, hayal : HÜLYA
- İhmal : SAVSAMA
- Tasvir : BETİM
- Herhangi bir şey için en uygun zaman : FIRSAT
- Atık suların merkezî kanalizasyona iletilmesini sağlayan boru hattı : GİDER
- Art arda birdenbire ters yöne açılar yapan kırık çizgi : ZİKZAK
- Acımasız ve haksız davranan, zulmeden : ZALİM
- Yoksun : MAHRUM
- Huy, karakter : TABİAT
- Kafadan bacaklılardan, dokunaçlı bir tür mürekkep balığı : AHTAPOT
- Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu : BUZAĞI
- Çoğunlukla iki seçenekten birini izlemeye zorlayan tartışma : İKİLEM
- Yer sarsıntısı, hareket, zelzele : DEPREM
- Tazminat : ÖDENCE
- Gürültülü, karışık durum : CURCUNA
- Hareketsiz durumda olmak : DURMAK
- Eti yenen, hızlı koşan, kemirgen hayvan : TAVŞAN
- Yiyecekleri, nesneleri yüksek ısıyla sterilize etmekte kullanılan kapalı araç : ETÜV
- Kalın ip : HALAT
- Kendine gelmek, aklı başına gelmek : AYMAK
- Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı : ETER
- Düzensiz ve uyumsuz, bir arada olmayan anlamında kullanılan bir söz : DAĞINIK
- Güçlü ve hareketli, aktif : ENERJİK
- Bir akarsuyun herhangi bir kesiminden saniyede geçen suyun hacmi : DEBİ
- Gerdek : ZİFAF
- Aynı olayın, işin, hareketin yeniden ortaya çıkışı : TEKRAR
- İsteğin yerine getirilmesini sağlamak için güvence olarak ele geçirilen kimse : REHİNE
- Mısır ve tanesi : MEKE
- Dokumacılıkta kullanılan çok ince, esnek ve parlak tel : İPEK
- İç itim : ZERK
- Leipzig şehrinde üretilen ipek : LEPİSKA
- Eskimiş bez parçası, paçavra : ÇAPUT
- Elinden iyi iş gelen : HAMARAT
- Memeli hayvanlarda bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm : SAĞRI
- Kâğıt para : BANKNOT
- Büyük zarar veya yok olmaya yol açabilecek durum : TEHLİKE
- Kurul : HEYET
- Üzeri nakışlı : İŞLİ
- Bir uzlaşma sağlamak veya iş bitirmek için birinin yanına gönderilen kimse : ELÇİ
- Gözetleme : ERKETE
- Ayıplanacak durumda olan, rezil : RÜSVA
- Bellek : HAFIZA
- Kıskanç : HASETLİ
- Baskı : EDİSYON
- Saklanmış, biriktirilmiş şey : REZERV
- Ölüm : VEFAT
- Oksijenin bir element veya kökle birleşmesiyle oluşan madde : OKSİT
- Şartlar, koşullar : ŞERAİT
- Kana susamış : HUNHAR
- Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın : ATAK
- Okkanın dört yüzde birine eşit olan, 3,207 gramlık eski bir ağırlık ölçüsü : DİRHEM
- Yetkili bir kimsenin bir konuda yayın organlarına yaptığı açıklama : DEMEÇ
- Zarla oynanan oyunlarda atılan zarlardan birinin altı, öbürünün bir gelmesi : ŞEŞYEK
- Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi : AYLA
- Bir şeyin yapılması için tanınan süre : MİAT
- Yontularak, kalıba dökülerek veya yoğrulup pişirilerek biçimlendirilen eser : HEYKEL
- Dava eden kimse : DAVACI
- Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç, baht : ŞANS
- Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra : SİLSİLE
- Yazılmış veya basılı bir kâğıdın kenarında bırakılmış boşluk : MARJ
- Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yer altı sularının yarattığı tarım veya yerleşme bölgesi : VAHA
- Alt tarafı çan biçiminde genişleyen etek : KLOŞ
- Saçların uzun süre dalgalı veya kıvırcık kalmasını sağlamak için uygulanan işlem : PERMA
- Güç bir sahnenin çeşitli açılardan çekiminin yapılması : AÇILAMA
- İzin : İCAZET
- Tarım : ZİRAAT
- Deniz ve ırmakların kıyılara yakın yerinde kazıklarla oluşturulan, büyük balık avlama yeri : DALYAN
- Çözümleme : ANALİZ
- Bir kimseye yapması veya yapmaması gereken şeyler için söylenen söz : ÖĞÜT
- Mirasta hak sahibi olma : VERASET
- Nükleer enerji elde etmede kullanılan bir element : URANYUM
- Olay : FENOMEN
- İmza karşılığı teslim edilen para veya eşya : ZİMMET
- Şaşkınlık belirten bir söz : HAYDA
- Tek, eşsiz : YEKTA
- Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen bez : KESE
- Belli bir şeyin satıldığı yer : PAZAR
- Bu, özellikle bu : İŞBU
- Bir yere asılmak için yazılmış yazı : LEVHA
- Tutanak : ZABIT
- Dışa vurum : İFADE
- İçine geçme : NÜFUZ
- İnsan ve hayvan vücudunun kaburga ile kalça arasındaki bölümü : BÖĞÜR
- Taze olmayan : BAYAT
- İyi bir duruma gelme : İFLAH
- Nitelik : VASIF
- Bir aletin veya aracın hareketli parçası : ŞARYO
- Çok uzun bir süre : AYLARCA
- Koruyucu : HAMİ
- İki ağaç veya direk arasına asılarak kurulan yatak : HAMAK
- Ceza olarak ayak tabanlarına vurmakta kullanılan araç : FALAKA
- Keçe,deri, sık dokunmuş kalın bezden yapılan direklerle tutturulan, taşınabilir barınak : ÇADIR
- Leşle beslenen, keskin gözleriyle çok uzakları görebilen yırtıcı bir kuş : AKBABA
- Hayvan yetiştirilen ve çalışanlarının da oturması için evler bulunan geniş toprak parçası : ÇİFTLİK
- Görünüm : VİZYON
- Yapay dokuma ipliği : ORLON
- Din inancı güçlü, din kurallarına bağlı kimse : DİNDAR
- Yasa ve düzene uymama : İHLAL
- Büsbütün ayrı, bambaşka : APAYRI
- Portakal kabuğu, cin ve vermutla yapılan içki : MARTİNİ
- Genellikle kürkten, gösterişli kumaşlardan veya yün örgüden yapılmış omuz atkısı : ETOL
- Gemi halatının gevşetilip boşa bırakılması : LAÇKA
- Güneşin battığı yöndeki ülkeler bölgesi : BATI
- Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü : ARIŞ
- Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan : BASİT
- Çoban Yıldızı : ZÜHRE
- Gururlu, kibirli : MAĞRUR
- Çalgı ağızlığı ve pistonu olan,boyundan geçirilerek tutulan,üflemeli bakır çalgı : HELİKON
- Verimli olmayan toprak : ÇORAK
- Değinmek, sözünü etmek : İLİŞMEK
- Sapı kısa, küçük odun baltası : NACAK
- Rahat, sakin : ASUDE
- Bir arazinin bölünmesi, parsellere ayrılması : İFRAZ
- Dinin yasak ettiği şeylerden sakınıp buyurduklarını yerine getiren kimse : ZAHİT
- Tıp öğretiminde, üzerinde çalışma yapılan ölü insan : KADAVRA
- Badem, kayısı, erik vb. tek çekirdekli yemişlerin körpeyken yenilebilen ham şekli : ÇAĞLA
- Eski hükümdarlara verilen san : MAJESTE
- Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar : YAŞLI
- Yazılı bir belgenin veya resmin kopyası : SURET
- Süper kahramanların kalıtımsal nitelik değişikliği nedeniyle kazandıkları sıfat : MUTANT
- Herhangi bir meslek edinecek olan kimsenin geçirdiği uygulamalı öğrenme dönemi : STAJ
- Valilik : VİLAYET
- Gerçek veya tasarlanmış olayları anlatan düzyazı türü : HİKAYE
- Bir şeyi yerinden oynatmak, kaldırmak, gevşetmek için kullanılan araç : LEVYE
- Herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekme, ikaz : UYARI
- Yumurta biçiminde olan : OVAL
- Tımar : ZEAMET
- Ata binen kadın : AMAZON
- Arıtım : RAFİNAJ
- Cümle âlem : HERKES
- Süresince, zarfında : İÇİNDE
- Gösterge : ENDEKS
- Miras : KALIT
- Oldukça beyaz : AKÇA
- Boyu 20 metre kadar olabilen, ilk çağlarda yaşamış, günümüze fosilleri kalmış bir sürüngen : DİNOZOR
- Yapay gübre ve bazı ilaçların yapımında kullanılan fosforik asidin tuzu veya esteri : FOSFAT
- İnsan ve hayvan bedeninin kemik çatısı : İSKELET
- Halk : CUMHUR
- Koruma aracı : ESKORT
- Temiz huylu, iyi ahlaklı : HALUK
- Getirim : RANT
- Durumlar, haller, vaziyetler : AHVAL
- Bir filmi veya mıknatıslı kuşağı bir makaradan başka bir makaraya sarma : BOBİNAJ
- Beceri : MAHARET
- Bir ana yoldan ayrılan yolun başlangıç noktası : SAPAK
- Kısımlar : AKSAM
- Bunun gibi, böyle : HAKEZA
- Üstünkörü, ciddiye almadan : EĞRETİ
- İslam dininde hac sırasında Kâbe’nin çevresini yedi kez dönme : TAVAF
- Kabakgillerden, uzun, iri meyveli, sürüngen, bir yıllık otsu bir bitki : HIYAR
- Açık, apaçık, belli, meydanda : AŞİKAR
- Müslümanların ibadet etmek için toplandıkları yer : CAMİ
- Soyağacı : ŞECERE
- Pay : HİSSE
- Tanıtma filmi : FRAGMAN
- Yanlara doğru çekilerek gerilmiş gibi olan : ÇEKİK
- Ağrı kesici, ateş düşürücü, kan sulandırıcı olarak kullanılan hap : ASPİRİN
- Japon çizgi romanı mangaların televizyon, sinema vb. için filmleştirilmiş biçimi : ANİME
- Benzeri yapılacak olan, benzetilmek istenen şey : ÖRNEK
- Cilveli, nazlı : NAZENİN
- Buz dağı : AYSBERG
- Kaynaç : GAYZER
- At yarışlarında birinciliği kazanan : GANYAN
- Kara kış : ZEMHERİ
- Vekillik : VEKALET
- Merkür : UTARİT
- Meyhaneye giden, âlemci : HARABİ
- Cam,taş,sedef gibi maddelerden yapılan,ortası delik,çoğu yuvarlak ve renkli süs tanesi : BONCUK
- Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa : ABARTI