Bulmacahane Dehalar Bilgeler Cevaplari [ Türkçe ]
Bu konuya çözümler getireceğim Bulmacahane Dehalar Bilgeler . Oyun, oyun mağazasında ve iTunes’da bulunur ve harflerden sözcükler bulup bunları bir bulmacanın içine yerleştirmekten oluşur. Bu sürüm kullanılabilir Türk Dili.
Bulmacahane Dehalar Bilgeler Cevaplari:
En farklı, en eğlenceli ve kelime hazinesi geliştiren kelime bulmaca oyununa hoş geldiniz!
Bulmacahane – Kelime Bulmaca, klasik kelime oyunlarını ve bulmacayı birleştirip yepyeni bir kelime oyunu deneyimi sunuyor.

Başka bir seviyedeyseniz, bir sonraki davaya başvurabilirsiniz :
- Anüs : MAKAT
- Deniz taşıtlarının yanaştığı yer : İSKELE
- Antep fıstığının kabuğunu aralama : ÇITLAMA
- Suçsuz, günahsız : MASUM
- Ulaşma, varma : VUSUL
- Geçimsizlik : HIRGÜR
- Bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan, yakınması olmayan : HOŞNUT
- Yer çekimi doğrultusunda olan : DÜŞEY
- Batı, günindi : GARP
- Haykırış : FERYAT
- Hırsız, haydut : HARAMİ
- Değnekle çalınan çalgı : DAVUL
- Bir kimsenin dilediği şey, istek, talep, temenni : DİLEK
- Çıkıntısı olan, tümsekli : KABARIK
- Hasırdan örülmüş saplı torba : ZEMBİL
- Kur’an’daki ayetlere, Hz. Muhammed’in sözlerine dayanan İslam kanunu, İslam hukuku : ŞERİAT
- Sıra dışı,uç,aşırı : EKSTREM
- Kapalı olarak yapılan veya söylenen, dolayısıyla anlatılan, kapalı, gizli : ZIMNİ
- Aynı kanı taşıyan, aynı soydan olanlardan her biri : KANDAŞ
- Bir olayda birbiri ardınca görülen, gelişen durumların her biri : EVRE
- Bir toplumdaki ahlaki davranış biçimleri : TÖRE
- Eski bir savaş gemisi : FIRKATA
- Bursa iline bağlı ilçelerden biri : İNEGÖL
- Hayvan bilimi : ZOOLOJİ
- Uğurlu : KADEMLİ
- Ses şiddetini gösteren birimin onda biri : DESİBEL
- Hoş koku : AROMA
- Eşek yavrusu : SIPA
- Silahın omza dayanmasını veya tabancanın elle kavranmasını sağlayan taban bölümü : DİPÇİK
- Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı, öte karşıtı : BERİ
- Havacılar ve pilotlar için yayımlanan bülten : NOTAM
- Baklagillerden, taneleri hayvan yemi olarak kullanılan yıllık bir yem bitkisi : BURÇAK
- Köy, pazar vb. yerlerde dolaşarak ufak tefek tuhafiye eşyası satan kimse : ÇERÇİ
- Sembolü S olan element : KÜKÜRT
- Kesilmiş hayvanın böbrek, işkembe, beyin, vb. iç organlarıyla baş ve ayakları : SAKATAT
- Yerleşke : KAMPÜS
- Varlık, zenginlik : VARİYET
- Eden, yapan, işleyen : FAİL
- Dağ veya tepelerle sınırlanmış, suları aynı denize, göle veya ırmağa akan bölge : HAVZA
- Borçlunun parasına, aylığına veya malına icra dairesi tarafından el konulması : HACİZ
- Dağılım, bozgun : ÇÖZÜLÜM
- Sebep, bahane : VESİLE
- Kartalgillerden, ava alıştırılabilen küçük bir yırtıcı kuş : ATMACA
- Karelere ayrılmış zemin üzerinde on altı taşla iki kişi arasında oynanan oyun : DAMA
- Kamıştan yapılmış çift düdük ve tulumdan oluşan, İskoçların millî çalgısı : GAYDA
- Yavaş, ağır : AHESTE
- Gönüllü, karşılıksız : FAHRİ
- Keçiboynuzu : HARNUP
- Güldürü niteliğinde kısa oyun : SKEÇ
- Fırında pişirilerek kurutulmuş yuvarlak ve uzun peksimet : GALETA
- Sıvıların fokurdama sırasında çıkardığı sesin adı : FOKURTU
- Bir iş yapılırken çıkan artık parça : FİRE
- Cuma ve bayram namazlarında minberde okunan dua ve verilen öğüt : HUTBE
- Az ısı ile eriyen, katı, siyah, parlak madde : ZİFT
- Ağır, korkulu, çok tehlikeli : VAHİM
- Kapı vb. şeyleri kapalı tutmaya yarayan metal parça : MANDAL
- Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu : ETİL
- Ses bilgisi : FONETİK
- Sürme, sürüp gitme, kesilmeme, bitmeme : DEVAM
- Halüsinasyon : SANRI
- Gösteriş, şatafat : LÜKS
- Birlikte hareket eden topluluk : KAFİLE
- Eskrim, boks vb. oyunlarda korunmak için alınan durum : GARD
- Hayvanların davranışlarını kendi doğal çevrelerinde inceleyen bilim dalı : ETOLOJİ
- Saçın düzgün bir biçimde uzun süre kalmasını sağlayan yağlı, parlak ve yapışkan madde : JÖLE
- Edat : İLGEÇ
- Bir yerde öteden beri olagelen davranış : TEAMÜL
- Yönetici : İDARECİ
- Sayıklama : HEZEYAN
- Birim kabul edilen herhangi bir şeyin alabildiği kadar ölçü : ÖLÇEK
- Siyaha yakın koyu yeşil renk : NEFTİ
- Üzerinde benimsenen amacın birkaç sözle gösterildiği karton : PANKART
- Zorla : CEBREN
- Tamirat, tamir : ONARIM
- Büyük kiliselerin içinde bir azizin adına ayrılmış küçük ibadet yeri : ŞAPEL
- Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek : ALIŞMAK
- Kibirli, çalımlı, gururlu : HAVALI
- Bir işteki engelleri yenme kararlılığı : AZİM
- İnsanın yaradılışından gelen özellik : HASLET
- Evcil, küçük hayvan : KEDİ
- Etçil memeliler sınıfının etçiller takımının kedigiller familyasından bir hayvan : ÇİTA
- Her yerinde aynı özellik gösteren karışım : HOMOJEN
- Turpgillerden, güzel kokulu, dar yapraklı, değişik renkli çiçekleri olan süs bitkisi : ŞEBBOY
- Kamp kurma yeri : KAMPİNG
- Sağlıklı bir vücuda sahip olmak için tempolu müzik eşliğinde yapılan bir jimnastik türü : AEROBİK
- Tütün dumanının bıraktığı yağlı ve siyah kir : ZİFİR
- Ahenkli : UYUMLU
- Kadınların takındıkları süs iğnesi : BROŞ
- Şerefli, gururlu : ONURLU
- Vücudun herhangi bir yerine süs amacıyla takılan metal halka : PİRSİNG
- Anlatma, oluş, deyiş veya yapış biçimi : ÜSLUP
- Taştan veya ağaçtan yapılmış büyük havan : DİBEK
- Avcı kulübesi : GÜME
- Kent veya kasabada kenar mahalle : VAROŞ
- Meydana gelme : HUSUL
- Dağda, kırda yol kesen hırsızlar, haydutlar : EŞKİYA
- Evcil küçükbaş hayvanların barındığı çit veya duvarla çevrili yer : AĞIL
- Tembellik : ATALET
- Sıcak ve ılık denizlerde sürü durumunda yaşayan, çizgili bir deniz balığı : USKUMRU
- Okuyup yazması olmayan : ÜMMİ
- İlgi ile karşılanabilecek haber : HAVADİS
- Bir iletkenin uçları arasındaki gizil güç farkı, potansiyel farkı, voltaj : GERİLİM
- Şişelenmiş güzel koku : PARFÜM
- Ramazanda akşam yemeği : İFTAR
- Et, balık, köfte vb. yiyecekleri pişirmekte kullanılan araç : IZGARA
- Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt : ESER
- Hazır : AMADE
- Yumurta ve irmikle yapılan, üzerine şerbet dökülen bir tatlı türü : REVANİ
- Bilgi : MALUMAT
- Dayanma, karşı koyma gücü, mukavemet : DİRENÇ
- Nişangâh : HEDEF
- Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya : YATAK
- Manyetik bir bant üzerine sesleri kaydeden ve okuyan aygıt : TEYP
- Yalnız iki kenarı paralel olan dörtgen : YAMUK
- Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan,yalaklı su hazinesi : ÇEŞME
- Karesi verilen bir sayıya eşit olan sayı : KAREKÖK
- S, Z gibi sesleri kusurlu söyleyen kimse : PELTEK
- Bir makam, bir akort veya bir aralığın oluşma biçimi : MAJÖR
- Ana atardamar : AORT
- Küçük ve sevimli kız çocuğu : CİMCİME
- Bir film, oyun vb.nde rol almak : OYNAMAK
- Bedensel veya ruhsal dengenin değişmesi sonucu ortaya çıkan ve içten gelen gerilim : DÜRTÜ
- Bir devletin deniz kuvvetleri : DONANMA
- İki dağ arasındaki çukurca arazi veya geçit, koyak : VADİ
- Çok ürün veren, verimli : FEYİZLİ
- Soykırım : JENOSİT
- Yapıldığı yere göre büyüklüğü değişen ince ekmek türü : LAVAŞ
- Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç : KALIP
- Yaradılış, fıtrat : HİLKAT
- Deneye dayanan ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi : BİLİM
- Tek parmaklılardan, ata benzeyen, derisi çizgili, Afrika’da yaşayan memeli hayvan : ZEBRA
- Güzel sanatların özellikle resim alanında kendini yetiştirmiş sanatçısı veya onun yapıtı : NAİF
- Devlet görevlilerini yetiştiren okul : ENDERUN
- Bir hücreli hayvanların çok özelleşmiş olan üreme hücresi : SPOR
- Başkasının kötülüğünü isteyen, kötü yürekli : BEDHAH
- Klasik Türk müziğinde bir makam : MAHUR
- Güzel olma durumu, hoşluk : LETAFET
- Gücüne güvenerek hükmü altında bulunanlara söz hakkı ve davranış özgürlüğü tanımayan : ZORBA
- Yemek yemek, eğlenmek için açık alanda yapılan günübirlik gezinti : PİKNİK
- Verilmiş bir yargıyı kaldırma, bozma : FESİH
- Kullanılmamış veya az kullanılmış olan : YENİ
- Kestane rengi : MARON
- Yedirip içirme, besleme, bakma : İAŞE
- Baht açıklığı veya yüksek bir makama, duruma erişmiş olma durumu : İKBAL
- İlaçların hazırlandığı veya hazır ilaçların satıldığı yer : ECZANE
- Daha çok din, tapınma, büyü vb. amaçlarla insan eti yiyen kimse : YAMYAM
- Derin üzüntü veya acı, sıkıntı : KAHIR
- Kırılma, dökülme, yıkılma gibi zarar : HASAR
- Mekanizma : DÜZENEK
- Ceza atışı : PENALTI
- Yemek pişirmeyi meslek edinen kimse : AŞÇI
- Soygunculuk, plaçka : ÇAPUL
- Yumurta oluşturan veya yavru doğuran : DİŞİ
- Bir hesabın ayrıntılarını gösteren çizelge : BORDRO
- Bilge : HAKİM
- Yanlış inanç : HURAFE
- Acısı az bir tür kırmızıbiber : PAPRİKA
- Ululuk, büyüklük, gurur : AZAMET
- Tanıtım gösterisi : DEMO
- Özel oluş veya davranış biçimi : TARZ
- Ayakkabı çekeceği : KERATA
- Artma, çoğalma : FEYİZ
- Tohumdan veya tomurcuktan çıkan körpe ve küçük dal : FİLİZ
- Güçlü, dayanıklı : TAKATLİ
- Mareşalliğe kadar olan yüksek rütbeli subaylara verilen genel ad : GENERAL
- Alma işi : ALIM
- Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme : ZİYARET
- Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan, uzun kulaklı : EŞEK
- Genellikle Güney Amerika’da rastlanan, grup hâlinde avlanan yırtıcı balık : PİRANA
- Yerkürenin geometrik olmayan gerçek biçimi : GEOİT
- Saygı : İHTİRAM
- Sürekli, bitmeyen, kesintiye uğramayan bir biçimde : DEVAMLI
- Bir işe karışmış olma, karışma : DAHİL
- Uğur getireceğine inanılan şey : MASKOT
- Tahtadan parçaları uç uca takılı, uzun bir boru biçiminde, perdeli bir üflemeli çalgı : FAGOT
- İdrar yolu hastalıkları hekimi : ÜROLOG
- Sersem olan, budala : ALIK
- Issız ve kapalı yer : HALVET
- İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu : DANA
- İş bıraktırımı : LOKAVT
- Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm : HAREM
- Bitkin : ARGIN
- Kırım hanlarına ve han ailesinden olan prenslere verilen unvan : GİRAY
- İçine türlü katıklar konularak sarılmış yufka ekmeği veya ince pide : DÜRÜM
- Sert veya kalın bir şey kesilirken çıkan ses : GIRT
- Bir yere veya bir kimseye yaslanmak, dayanmak : ABANMAK
- Arkadaş, dost : REFİK
- Bir erkek ve bir dişiden oluşan iki eş : ÇİFT
- Kutlama : TEBRİK
- Soyluluk, asillik : ASALET
- Toz zerreciklerinden oluşan, çizdiği yerde iz bırakan, beyaz veya açık renkte kireçli kaya : TEBEŞİR
- İki üç yaşındaki erkek koyun : ÖVEÇ
- Şakadan : MAHSUS
- Uzun, kıvırcık tüylü bir cins köpek : KANİŞ
- Safranla renk ve koku verilen bir çeşit şekerli pirinç peltesi : ZERDE
- Büsbütün : HEPTEN
- Temel eğitim ve öğretimini sağlamak için dört yıllık okul : İLKOKUL
- Yeşil renkli, sulu, C vitamini bakımından zengin meyve : KİVİ
- Boğa güreşçisi : MATADOR
- İşitme duyusundan yoksun : SAĞIR
- Büyük işin bir bölümünü yaptırmayı,müteahhitten alarak kendisi üstlenen diğer yüklenici : TAŞERON
- Osmanlı Devleti’nde padişahın hizmetinde bulunan sarayın büyük memurlarından her biri : ÇUHADAR
- Yanlış, hatalı, kusurlu : FALSOLU
- Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak : ATMAK
- Gizli bir şeyi ortaya çıkarmak için yapılan açıklamalar : İFŞAAT
- Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı : ALEV
- Bir topluluğun ileri gelenleri, büyükler : ERKAN
- Bazı ağaçlardan elde edilen, parfüm ve ilaç yapımında kullanılan reçine : BALSAM
- Değişiklik : TADİL
- Ege yöresine özgü bir müzik veya oyun türü : ZEYBEK
- Zambakgillerden,türlü renklerde çiçek açan,yumrulu bir kır bitkisi, mahmur çiçeği : ÇİĞDEM
- Davranışları ölçülü, olgun olmayan, ciddiyetsiz : LAUBALİ
- Osmanlılarda akıncılar ocağının komutanı : MALKOÇ
- Herhangi bir konuda gerçeğe aykırı, uydurma söz veya haber : PALAVRA
- Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, çevre için zararlı her türlü madde : ATIK
- Bir şeyi aşağıya sarkacak bir biçimde bir yere iliştirip sarkıtmak : ASMAK
- Deriyi yakıcı nitelikte olan ve tohumu hekimlikte kullanılan bitki : HARDAL
- Yunan mitolojisinde aşk tanrısının adı : EROS
- Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel : MANİ
- Satranç oyununda şahı koruyan taşlardan birinin yerinden oynatılamaması durumu : AÇMAZ
- Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli : KAPTAN
- Ayak işlerinde kullanılan kimse : AYAKÇI
- Genellikle iple örülerek yapılan ayakkabı biçimindeki çorap : PATİK
- Sığınma : İLTİCA
- Doların yüzde biri değerinde para birimi : SENT
- İplik, şerit, tel vb. nesneleri bir şeyin üzerine döndürerek sarmak : DOLAMAK
- Korozyon, erozyon : AŞINMA
- Bıkma, usanma : GINA
- Hicri takvime göre ramazandan sonra gelen ay, bayram ayı : ŞEVVAL
- Yaşlanma veya bazı sinir hastalıklarına bağlı olarak zihinsel işlevlerde bozulma : BUNAMA
- Dikdörtgen masa üzerinde oynanan futbol oyunu : LANGIRT
- Aykırı, karşıt, ters : HİLAF
- Kâkül : PERÇEM
- Bir cismi iki eşit parçaya bölen çizgi, mihver : EKSEN
- Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, cam veya metal süslü aydınlatma aracı : AVİZE
- Ufak tefek ve kısa boylu kimse : BÜCÜR
- Uyanık davranarak çıkar sağlayan, imkanlardan kurnazca yararlanmasını bilen : AÇIKGÖZ
Bu seviyeyi tamamladıktan sonra, seviyeyi tamamlamak için ihtiyacınız olan tüm kelimeleri bulmak için bir sonraki konuya dönebilirsiniz. : Kelime Gezmece Kelime Savaşçıları Cevap.
Oyun bitti, bir yorumunuz varsa, yorum yapmaktan çekinmeyin. Sana hızlıca cevap vereceğim.
Teşekkür Ederim.